Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde ülkenin birinde yaşayan küçük bir kız çocuğu varmış. Bu küçük kızın adı Ada’ymış. Ada daha 5 yaşındaymış ve en büyük hayali deniz kızı olmakmış. Bunun sadece çizgi filmlerde olabileceğini bilse de küçük Ada hep deniz kızı olmak istermiş. Denizi çok sever ve yüzmeyi öğrenmek için elinden geleni yaparmış. Annesi ile babası Ada’nın bu deniz sevgisini bilir ve her fırsatta onu deniz kenarına götürürmüş.

O yaz Ada ve ailesi tatile gitmek için plan yapmışlar. Valizlerini hazırlayıp uzun bir yolcuğa çıkmak için arabalarına binmişler. Ada çok heyecanlıymış. Bir an önce denize girmek istiyormuş. Denizin altında yaşayan canlıları görmek onlarla tanışmak için can atıyormuş. Yolculuk sonunda otellerine gelen aile odalarına yerleşmiş ve küçük Ada biran önce denize girebilmek için can atıyormuş. Odalarına yerleştikten sonra hemen deniz kenarına inmişler ve Ada sevincinden dans etmeye başlamış. Sahile gelen Ada hemen ayaklarını denize sokmuş ve deniz ile konuşmaya başlamış. “Merhaba mavi deniz. Seni görmek için çok uzak yoldan geldim. Lütfen orada yaşayan bütün deniz canlılarını görebileyim.” demiş.

Annesinin kolluklarını takması ile kendini suya bırakan Ada çok mutluymuş. “Keşke bir deniz kızı olsaydım. Denizin içinde yaşayan bütün hayvanları görürdüm hatta onlara yardım ederdim” demiş içinden. Deniz gözlüğünü takan Ada balıkları görmek için sürekli kafasını denizin içine sokuyormuş. Tam o sırada minik bir balık görmüş. Balık Ada’ya doğru yüzüyormuş ve Ada çok heyecanlıymış. Balık Ada’nın yanına gelmiş ve Ada ile birlikte yüzmeye başlamış. Çok şaşıran Ada balık nereye gidiyorsa peşinden gitmeye başlamış. Küçük balık Ada’yı biraz ötede yüzen ailesinin yanına götürmüş. Ada küçük balığın ailesinin yanına gelince daha da şaşırmış çünkü etrafında bir sürü balık, deniz yıldızı, deniz atı ve daha bir sürü deniz canlısı varmış. Ada sonunda istediklerine kavuşmuş ve bütün deniz canlılarını görmüş. Ama o an gözü bir şeye takılmış ve balıklardan birisinin yüzgeci hareket etmiyormuş. Ada’yı o balıkların yanına götüren küçük balık yüzgeci hasta olan balığın yanına gitmiş ve ona sarılmış. Ada hasta balığın küçük balığın annesi olabileceğini düşünmüş ve ona yardım etmesi gerekiyormuş. Ama bunu tek başına yapamazmış. Hemen sudan çıkıp annesine gördüklerini anlatmış ve balığa yardım etmesi gerektiğini söylemiş. Annesi hemen Ada ile birlikte denizin içine dalmış ve o da hasta balığı görmüş. Balığı korkutmadan eline alan anne balığın yüzgecine takılan ipi almış ve balığı denize geri bırakmış. Yüzgeci kurtulan balık çok mutlu olmuş, sevinçle Ada ve annesinin etrafında yüzmeye başlamış. Küçük balık da Ada ve annesine teşekkür etmek suyun üstünde atlamaya başlamış ve bütün balıklar neşe içinde dans etmeye başlamış.

Balığı kurtardıkları için çok mutlu olan Ada “Annecim balığa yardım ettiğin için çok teşekkür ederim. Balık artık rahatlıkla yüzebiliyor bu senin sayende.” demiş. Annesi ise “Canım kızım bunların hepsi senin sayende oldu. Sen denizi bu kadar sevmeseydin, o minik balığı görüp peşinden gitmeseydin biz o hasta balığa yardım edemezdik. Sen gerçekten bir deniz kızısın Adacım. Adeta bir deniz kızı gibi deniz canlılarına yardım ettin.” demiş. Küçük Ada annesinin söylediklerine çok sevinmiş ve neşe içinde ben deniz kızıyım ben deniz kızıyım diyerek dans etmeye başlamış.

Daha fazla yeni masal okumak isterseniz 2021 Masalları kategorimizi ziyaret edebilir beğendiğiniz masalı okuyabilirsiniz.