Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde tatlı, küçük bir kız varmış. Büyük annesi ona kırmızı kadife bir başlık yani bir şapka vermiş. Küçük kız bu hediyeyi o kadar çok sevmiş ki üzerinden hiç çıkarmıyormuş bu yüzden ona Kırmızı Başlıklı Kız demeye başlamışlar. Kırmızı Başlıklı Kız annesine yardım etmeyi çok seviyormuş. Günlerden bir gün annesi ondan bir ricada bulunmuş. Kırmızı Başlıklı Kızın büyük annesi hastaymış tek başına yaşadığı için büyük annesine meyve ve yemek dolu bir sepet götürmesini istemiş. Küçük kız annesinin bu isteğini kabul etmiş ve büyük annesinin evine doğru yola çıkmış.

Büyük anne köyden biraz uzakta oturuyormuş ve oraya gitmesi için orman yolunu kullanması gerekiyormuş. Orman yolunda daha önce bir Kurt görmüş ama küçük kız bu Kurt’un tehlikeli olduğunu bilmiyormuş. Aynı Kurt tekrardan Kırmızı Başlıklı Kızın karşısına çıkmış. Kurt “Merhaba, Kırmızı Başlıklı Kız” demiş. Kız “Merhaba, Kurt” demiş. “Nereye gidiyorsun böyle? Sepetinde ne var?” diye Kurt sorularına devam etmiş. Kırmızı Başlıklı Kız ise “Büyük annem hasta onun için biraz meyve ve yemek götürüyorum” demiş. Kurt “Peki büyük annen nerede yaşıyor küçük kız?” diye tekrar sormuş. Kız “Buradan biraz uzakta, ormanın içinde bir evi var, sen zaten oraları biliyorsundur” demiş. Kurt kendi kendine düşünmeye başlamış, bu kız onun için lezzetli bir yemek olabilirmiş ve onunla biraz yürümeye başlamış. Yolda giderken Kurt “Ne kadar güzel çiçekler var baksana Kırmızı Başlıklı Kız, kuşlarda çok güzel ötüyor” demiş. Kırmızı Başlıklı Kız o anda kafasını kaldırmış ve ağaçların arasından yüzene güneş ışıkları gelmiş. O anda büyük annesi için çiçek toplamayı düşünmüş, bu belki büyük annesini mutlu edebilirmiş. Hemen ormanın içinden çiçek toplamaya başlamış. Kurt ise küçük kızı orada bırakıp büyük annenin evine doğru hızlıca gitmeye başlamış.

Büyük annenin evine giden Kurt kapıyı çalmış. Büyük anne “Kim o?” diye seslenmiş. Kurt “Ben Kırmızı Başlıklı Kız, sana yiyecek bir şeyler getirdim” demiş. Büyük anne seslenmiş “Kapı açık, kolu yukarı kaldırman yeterli, ben yerimden kalkamıyorum” demiş. Kurt hemen içeri girmiş ve büyük anneyi kolundan tuttuğu gibi dışarı atmış. “Hemen git burdan yoksa sana kötü davranırım” demiş. Büyük anne korkusundan hemen evden uzaklaşmış. Kurt hemen büyük annenin kıyafetlerini giymiş ve başörtüsünü takmış, yatağına uzanmış ve perdeleri örtmüş. Kırmızı Başlıklı Kız bu arada çiçekleri toplayıp büyük annenin evine doğru yaklaşmış. Eve geldiğinde kapıyı çalmış Kurt içerden seslenmiş “Kapı açık Kırmızı Başlıklı Kız içeri girebilirsin” demiş. Küçük kız içeri girmiş ama bir terslik olduğunu anlamış. Kurt yüzünü başörtüsü ile kapatmış ama kulakları dışarıdaymış. Kırmızı Başlıklı Kız “Ah büyük anne kulakların neden bu kadar büyük?” demiş. Kurt “Seni daha iyi duyabilmek için” demiş. Kız ” peki büyük anne gözlerin neden bu kadar büyük?” demiş. Kurt “Seni daha iyi görebilmek için” demiş. “Peki ellerin neden bu kadar büyük?” diye sormuş Kırmızı Başlıklı Kız. Kurt ise “Seni daha iyi tutabilmek için” demiş. Küçük kız en sonunda “Büyük anne senin ağzın neden bu kadar büyük?” demiş ve Kurt “Seni daha iyi yiyebilmek için” demiş ve yataktan fırlamış. Küçük kız hemen dışarı çıkmak için koşmaya başlamış. Kurtta arkasından koşuyormuş. Kız kapıyı açınca şansına karşısına bir avcı çıkmış. Avcı Kırmızı Başlıklı Kızın Kaçtığını ve onu Kurt’un kovaladığını görmüş. Hemen kızı yanına almış ve Kurt’u oradan uzaklaştırmış. Kırmızı Başlıklı Kız avcıya çok teşekkür etmiş büyük annesini sormuş. Tam da o sırada büyük anne evine dönmüş ve küçük kız çok sevinmiş. Olanları büyük annesine anlatmış ve avcının onu kurtardığını söylemiş. Büyük anne torunun yaşadığına çok sevinmiş getirdiği yiyecekleri yiyip iyileşmiş. Daha sonra dikkatli bir şekilde evine geri dönmüş.

Daha pek çok güzel masallar için sitemizi ve sosyal medya hesaplarımızı takip etmeyi unutmayın. Ayrıca masallarımız hakkındaki düşüncelerinizi bizimle yorum kısmından paylaşabilirsiniz.