Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde sevgi dolu bir aile varmış. Bu ailenin Kuki adında bir köpekleri varmış. Sahipleri Kuki’yi çok severmiş, onunla sık sık oyun oynarlarmış ve sürekli okşarlarmış. Kuki hayatından çok memnun ve mutlu bir köpekmiş.

Günlerden bir gün Kuki ve sahipleri bahçede oyun oynamaya başlamışlar. Topu attıklarında Kuki hemen koşup topu getiriyormuş. Saatlerce süren bu oyundan sonra artık yorulmuşlar ve eve girmeye karar vermişler. Tam eve girerken çok yakından bir miyavlama sesi duymuşlar. Sesin geldiği yere doğru gitmişler ve ağacın altında minik bir kedi yavrusu görmüşler. Kedi çok küçükmüş ve yanında annesi yokmuş. Kedinin annesinin gelmesini bir kaç gün beklemişler annesi gelmeyince yavru kediyi eve almaya karar vermişler. Tabi bu durum Kuki’nin pek hoşuna gitmemiş. Kedi çok küçük ve bakıma fazlasıyla muhtaç olduğu için bütün ilgilerini kediye vermişler. Kediyi sevmişler, okşamışlar, elleri ile beslemişler bu yüzden Kuki yavru kediyi çok kıskanmış. Sahipleri Kuki’ye onun küçük ve bakıma muhtaç olduğunu söylemişler. Ama Kuki artık onu sevmediklerini düşünmeye başlamış. Yemek yemek istememiş, bir köşeye çekilmiş ve sabah akşam uyumaya başlamış, daha önce hiç yapmadığı şekilde ulumaya başlamış. Uluduğu zaman Kuki’ye kızmışlar. Kuki bütün bunların suçlusu olarak yavru kediyi görüyormuş ve kediden daha çok nefret ediyormuş.

Bir sabah yavru kedi Kuki’nin en sevdiği, sürekli oynadığı ayıcığını almış ve çekiştirmeye başlamış. Kedinin bu hareketi Kuki’yi iyice kızdırmış ve artık dayanamayan Kuki kediyi kovalamaya başlamış. Kediyi yakalayan Kuki, kedinin kuyruğundan ısırmış. Yavru kedi birden bağırmış ve bunu gören evin babası Kuki’ye çok kızmış, onu cezalandırmış. Cezayı alan Kuki çok üzülmüş ve üzgün bir şekilde uykuya dalmış. Kuki uykusunda rüya görmeye başlamış. Rüyasında, bilmediği bir sokakta kalmıştı ve etrafında ona yemek, su verecek kimse yokmuş. Sokaklarda koşmaya başlamış ama bir türlü evini bulamamış. Yorgunluktan halsiz düşmüş ve karşısına çıkan ilk kapıyı çalmış. Kapıyı bir kedi açmış ve bu kedi kocaman bir kediymiş. Kedi “Burası kedi şehri ve sen buraya it değilsin, hemen buradan git” demiş. Kuki o an etrafına bakınmış ve her yerde kocaman kedilerin olduğunu görmüş. Kediler ona tıslamış ve patileri ile onu yakalamaya çalışmışlar. Kuki korkudan kaçmaya başlamış ama sığınacak kimseyi bulamamış. O anda küçük yavru bir kedi karşısına çıkmış ve “Neden kaçıyorsun?” diye sormuş. “Belki ben sana yardımcı olabilirim” diye devam etmiş. Kuki başından geçenleri anlatmış ve yavru kedi Kuki’ye çok üzülmüş. Onu evine götürmüş, yemek vermiş ve yatacak bir yer ayarlamış. İkisi birlikte uyuya kalmışlar.

Kuki gördüğü rüyadan aniden uyanmış ve evinde olduğunu yatağında yattığı görmüş. Bütün gördüğü kocaman kedilerin bir rüya olduğunu anlamış. Ama o an yanında bir sıcaklık hissetmiş. Yanına baktığında yavru kedinin yanına geldiğini görmüş. Fakat Kuki bu sefer kediye hiç kızmamış. Çünkü o savunmasız yavru bir kediydi. Hatta ona zarar verdiği için kendinden çok utanmış. Yavaşça kedinin alnını yalamış ve o andan itibaren birlikte kavga etmeden yaşamaya başlamışlar. Sabah uyandıklarında Kuki ve ayvru kediyi birlikte gören sahipleri çok mutlu olmuş çünkü ikisini de çok seviyorlarmış.

Daha fazla masal okumak isterseniz linke tıklayıp masallarımıza ulaşabilirsiniz.