Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyük bir çiftlikte yaşayan hayvanlar varmış. Bu hayvanların birde yaramaz yavruları varmış. Sarı civciv, Zıpzıp kuzu, Minnoş buzağı en yakın dostlarmış. Her gün birlikte oyunlar oynar, birlikte yemek yer hatta geceleri sırt sırta uyurlarmış.

Sarı, Zıpzıp ve Minnoş tatlı oldukları kadar da yaramazlarmış. Anneleri fark etmeden arada sırada çiftliğin dışına çıkar ormanda gezinirlermiş. Bir gün yine yaramazlık yapacakları tutmuş ve büyüklere gözükmeden çiftliğin tellerinden atlayıp, ormana doğru gitmişler. Yolda çiçekleri koklamışlar, böcekleri selamlamışlar, kelebeklerle oynamışlar, yorulduklarında da nehirden su içmişler. Tam dönüş yoluna girdiklerinde derinlerden bir inleme sesi duymuşlar. Minnoş “Sizde benim duyduğumu duydunuz mu?” diye sormuş. Sarı “Evet duydum, çok korkuyorum hemen gidelim” demiş. Zıpzıp ise “Bu inleme sesi, birinin yardıma ihtiyacı olabilir Sarı, onu böylece bırakamayız” demiş. Sarı “Haklısın ama ya o kurtsa?” diye sorunca Zıpzıp ve Minnoş karar vermekte zorlanmış. Kısa bir konuşmanın ardından sesin geldiği yere gitmeye karar vermişler. Çünkü o inleyen kurt olsa bile yardıma ihtiyacı olabilir diye düşünmüşler. Hızla sesin geldiği yere gitmişler ve yavru bir kurt ile karşılaşmışlar. Kurt “Sizi gördüğüme çok sevindim lütfen bana yardım edin, ayağım kayanın altında kaldı” demiş. Sarı “Seni kurtarırız ama kurtulduğunda bize saldırmayacağına söz ver” demiş. Kurt “Neden size saldırıyım, her kurt gibi davranmak zorunda değilim. Ben herkesin barış içinde yaşamasını istiyorum” demiş. Zıpzıp “O zaman sana yardım ederiz” demişler ve üçü birlikte zar zor taşı hareket ettirip, ayağını kurtarmışlar. Kurt derin bir “Oh” çekmiş. “Beni kurtardığınız için teşekkür ederim, benim adım Hızlı” demiş. Sarı, Zıpzıp ve Minnoş da kendisini tanıtmış ve birlikte oyun oynamaya başlamışlar. O sıra anne kurt yavrusunu arıyormuş ve seslere doğru gidince civciv, kuzu ve buzağını görmüş. Hızlı hemen annesinin önüne atlayıp “Anneciğim biliyor musun bu arkadaşlar beni kurtardı, onlar sayesinde artık yürüyebiliyorum” demiş.

Anne kurt yavrusuna yardım ettikleri için onlara minnet duymuş. “Çok teşekkür ederim çocuklar, hakkınızı nasıl öderim bilmiyorum. Korkmadan yavrumu kurtardınız, bu cesaretinize hayran kaldım” demiş. O sıra inek, tavuk ve koyun yanlarına gelip “Sakın yaklaşma” diye bağırmaya başlamışlar. Yavrular hemen koşup annelerine sarılmış ve onları anlatmış. İnek, tavuk ve koyun yavrularıyla gurur duymuşlar. O günden sonra kurtlar ve çiftlik hayvanları dost olmuşlar. Birlikte güzel günler geçirmişler masalda burada bitmiş.

Uzun masal okumayı seviyorsanız Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.