Zamanının birinde, güzel bir şehirde yaşayan Alina isminde akıllı bir kız yaşarmış. Alina akıllı olduğu kadar da tatlıymış. Gezmeyi, pasta yapmayı çok severmiş. Alina bu sene 1.sınıfa başlamış. Okulun ilk günü heyecanla uyanmış, giyinmiş ve annesi ile birlikte okulun yolunu tutmuş. Okula giderken en sevdiği şarkıları söyleyerek, heyecanını bastırmaya çalışmış.

Alina şarkısını bir anda keserek “Anne sence yeni öğretmenim nasıldır?” diye sormuş. Annesi: “Kızım yeni öğretmenin ile daha önce tanışmıştın, hatırlamıyor musun? Bu sene Esra öğretmen senin öğretmenin olacak, ben eminim ki onu çok seveceksin” demiş. Alina: “Bende eminim anneciğim çok da heyecanlıyım” demiş ve okula gelmişler. Alina annesi ile kısa süreliğine vedalaşıp sınıfına girmiş. Sınıfta öğretmeni küçük kızı bekliyormuş ve hemen sarılarak “Hoş geldin Alina” demiş. Alina biraz utansa da öğretmenine sarılarak “Teşekkür ederim öğretmenim” demiş ve bir sıraya oturmuş. Esra öğretmenin gözleri yemyeşilmiş, Alina yeşil gözleri çimenlere benzetiyormuş. Saçları ise kızıl renkmiş ve küçük kız bu rengi de çok seviyormuş. Öğretmeninin iyi niyeti, samimiyeti ve güzelliği Alina’yı çok etkilemiş ve öğretmenine hayran kalmış. O günden sonra Alina öğretmeni ile çok iyi anlaşmaya başlamış. Ödevlerini zamanında yapıyor, çantasını özenle hazırlıyor öğretmeninin sözünden hiç çıkmıyormuş. Günler bu şekilde hızla geçip gitmiş ve öğretmenler günü gelmiş. Tüm çocuklar gibi Alina da öğretmenine en güzel hediyeyi vermek istiyormuş. Günlerce düşünmüş önce aklına bir saat almak gelmiş ama vazgeçmiş, sonra güzel bir toka almak istemiş öğretmeninin bir sürü tokası olduğu aklına gelmiş. Alina böyle düşünürken annesi: “Güzel kızım, öğretmenini mutlu etmek için bir şey satın almana gerek yok, ona ellerinle bir hediye hazırlayabilirsin. Hem bu hediye öğretmeninin daha çok hoşuna gider” demiş. Bu fikir Alina’nın çok hoşuna gitmiş. Bir konuşmalarında öğretmeninin çiçekleri çok sevdiğini hatırlamış.

Hemen annesi ile bir çiçekçiye gitmiş ve her çiçekten bir adet istemiş. Çiçekçi de Alina ya severek çiçekleri vermiş ve hiç para almamış. Alina hemen eve giderek çiçekleri bir çerçevenin içine güzelce dizmiş. Böylelikle aldığı çiçekler yıllarca öğretmeninin duvarında kalabilecekmiş. Ertesi gün heyecanla hediyesini öğretmenine götürmüş. Paketi açan Esra öğretmen Alina’nın gözlerindeki sevgiyi ve samimiyeti görünce duygulanmış. Hediyesi için de çok teşekkür etmiş ve Alina’ya kocaman sarılmış. Alina öğretmenine kalıcı bir hediye verdiği için çok mutluymuş. Hediyenin her zaman çok para vererek olmayacağını bir kez daha anlamış. Alin’in öğretmenine olan sevgisi, hayatındaki birçok şeyde ona ilham kaynağı olmuş ve bu hikâyede burada bitmiş.

Daha fazla hikâye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.