Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ormanda annesiyle birlikte yaşayan yavru bir tilki varmış. Bu yavru tilkinin adı Sarı Tüy imiş. Yaşadığı yerde kendisinden başka tilkilerde varmış.

Günlerden bir gün Sarı Tüy evden dışarı çıkıp oyun oynamaya başlamış. O sırada tıpkı kendisi gibi yavru bir tilki ile karşılaşmış. Sarı tüy: “Merhaba arkadaş olalım mı? Benim adım Sarı Tüy, peki ya senin adın ne?” Diye sormuş. Diğer yavru tilki ise: “Merhaba, benim adımda Kızıl Tüy, tanıştığıma memnun oldum” Demiş. İki arkadaş oyun oynamaya başlamış. Ormanda birbirlerini kovalarken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlar ve avcıların ormana gelme saati gelmiş. Avcılar oraya geldiğinde Sarı Tüy ve Kızıl Tüy’ü fark etmişler. Sarı Tüy ile Kızıl Tüy kaçmaya, avcılarda kovalamaya başlamış. İki yavru tilki ormanı çok iyi bildikleri için avcılara izlerini kaybettirmişler. Yarın tekrar buluşmak için sözleşip, vedalaşmışlar ve evlerine doğru koşmaya başlamışlar.

Eve geldiklerinde ikisi de annelerine olanları anlatmışlar. Bir daha evden fazla uzaklaşmayacaklarına ve annelerin gözünün önünde oynayacaklarına dair söz vermişler. O günden sonra Sarı tüy ve Kızıl tüy evden fazla uzaklaşmamaya ve annelerinin gözünün önünde oynamaya başlamışlar. Masalda burada bitmiş.

Kısa masal okumayı seviyorsanız Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.